top of page

GEÇİT HAKKI

  • avaykutozturk
  • 14 Tem 2021
  • 2 dakikada okunur

UYGULAMADA GEÇİT HAKKI DAVALARI

Yasal dayanağını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 747 vd. maddelerinden alan ve esas itibariyle komşuluk hakkına dayanan geçit hakkı davaları, ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır.


Genel yola bağlantısı bulunmayan veya genel yola çıkmak için yeterli yolu olmayan taşınmaz malikine, uygun bir bedel karşılığında, kanundan dolayı geçit hakkı tanınmaktadır. Zorunlu geçit hakkı, komşuluk hukukunun konusu içerisinde yer almakta olup, TMK madde 748/f.3 hükmünün karşıt anlamından bu hakkın tapu kütüğüne tescil edilmesi gerektiği kannatine varılmaktadır.


Zorunlu geçit hakkının kurulabilmesinin ilk şartı lehine geçit hakkı tesis edilecek taşınmaz ile aleyhine geçit hakkı tesis edilecek taşınmazların kural olarak tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tâbi olmalıdır. Tapusuz taşınmazı malik sıfatıyla kullanan zilyedin dava açması durumunda veya aleyhine geçit hakkı tesis edilecek taşınmazın tapusuz olması durumunda, dava hemen reddedilmeyip, gerekirse davacıya tapusuz taşınmazın tapulu hale getirilmesi için yetki ve süre verilmelidir.


İkinci olarak, geçit hakkı kurulabilmesi için, geçit ihtiyacı duyulan taşınmazın ya genel yola hiç bağlantısının olmaması veya yeteri kadar bağlantısının bulunmaması gerekmektedir. İlk halde mutlak; ikinci halde nisbî geçit ihtiyacı söz konusudur. Mutlak geçit ihtiyacının olduğu durumlarda geçit hakkının kurulması zorunlu olmasına rağmen; nisbî geçit ihtiyacının olduğu durumlarda geçit hakkı tesis edilip edilmeyeceği somut olaydaki durum ve şartlar dikkate alınarak objektif ihtiyaçlar çerçevesinde değerlendirilmelidir.



Mahkemece yapılacak keşif sonucu, teknik bilirkişilerin sundukları rapor ile belirlenecek olan geçit bedeli, hüküm verilmeden önce davacı tarafından depo edilmelidir. Geçit hakkı bedeli, yükümlü taşınmazın bu nedenle uğrayacağı zararı ifade etmektedir. Buna göre hesaplanacak bedel, yalnızca geçit kurulacak taşınmazın rayiç değerini değil; aynı zamanda aleyhine geçit hakkı tesis edilecek taşınmazın bu nedenle uğramış olduğu değer kaybı ve taşınmazın gelirindeki azalmayı da kapsamalıdır.


Geçit hakkı tesis edilirken, taşınmazın önceki durumuna ve mevcut yola öncelik tanınmalıdır. Eğer bu şart uygulanamıyorsa, bu durumda geçidin en az zarar verecek şekilde kurulması gerekmektedir. Ancak buradaki öncelikli amaç, alternatifli güzergahlar içerisinde, lehine geçit hakkı tesis edilecek taşınmaz maliki açısından en kısa ve en az giderli olanı değil; aleyhine geçit hakkı tesis edilebilecek taşınmaz malikleri açısından objektif olarak en az zarar görecek olanın tercih edilmesidir. Bunun dışında Yargıtay kararları ile somut olay bazında çeşitli şartlar ve ilkeler de benimsenmiş olup, uygulamanın bu kararlar ile şekillendiği gözlemlenmektedir.



KAYNAK: Mustafa Hayri TACIN*

 
 
 

Comentarios


05458940427

AYBORA HUKUK

bottom of page